Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunun 27.08.2025 tarihli toplantısına Baro Başkanımız Av. Sinan Özaraz katılmıştır.
Toplantıda, Kürt meselesinin demokratik ve barışçıl yollarla çözümü ile demokratikleşme sürecinin güçlendirilmesine dair öneriler sunulmuştur.
Van Barosu adına konuşan Özaraz, özetle şu hususlara değinmiştir:
•Barışın üstünlüğü ve zorluğu: Barışın, savaş ve çatışmadan daha değerli ve aynı zamanda daha zor bir yol olduğunu; Komisyonun bu zor ama onurlu sürece katkısının hayati önem taşıdığını ifade etmiştir.
•Tarihsel birliktelik ve sorunların kaynağı: Türk ve Kürt halklarının tarih boyunca ortak bir kader paylaştığını, Cumhuriyet sonrası uygulanan tekçi ulus-devlet anlayışının ise farklı halkları, dilleri ve inançları dışlayarak sorunları derinleştirdiğini vurgulamıştır.
•Çatışmasızlık ve hukuki düzenlemeler: Gerçek barış için sadece güvenlikçi yaklaşımlar değil, dağdaki insanların da bu ülkenin yurttaşı olduğunun kabul edilmesi, toplumsal hayata dönüşlerini sağlayacak yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini belirtmiştir. İnfaz, sürgün, vatandaşlıktan çıkarma ve güvenlik soruşturmalarına dayalı mağduriyetlerin giderilmesinin önemine dikkat çekmiştir.
•Demokratikleşme ve temel haklar: İfade, düşünce ve örgütlenme özgürlüklerinin güvence altına alınmasının, barış ve toplumsal birlik açısından vazgeçilmez olduğunu ifade etmiştir. Bu bağlamda, siyaset üzerindeki engellerin kaldırılması, kayyum uygulamalarının sona erdirilmesi ve seçme-seçilme hakkının güvenceye alınmasının gerekliliğini vurgulamıştır.
•Cezaevleri ve hukuk ihlalleri: Cezaevlerindeki keyfi uygulamaların, özellikle siyasi hükümlülere yönelik hak ihlallerinin ortadan kaldırılmasını, infaz düzenlemeleri ve umut hakkının derhal hayata geçirilmesini önermiştir.
•Hakikatle yüzleşme: Geçmişte yaşanan faili meçhul cinayetler, kayıplar, katliamlar ve toplumsal travmalarla yüzleşilmesi; onarıcı adalet mekanizmalarının işletilmesi gerektiğini dile getirmiştir.
•Dil ve kültürel haklar: Kürtçenin ve tüm dillerin, kültürlerin ve inançların anayasal ve yasal güvenceye kavuşturulması gerektiğini belirtmiş; Kürtçe üzerindeki yasak ve engellemelerin toplumsal barışa zarar verdiğini ifade etmiştir.
•Yeni anayasa ihtiyacı: Darbe anayasasının demokratik olmadığını, ancak Kürtleri, Alevileri ve farklı kimlikleri dışlayan bir anayasanın da demokratik olmayacağını; bütün kimlikleri ve kültürleri kapsayan, özgürlükçü ve eşitlikçi bir anayasanın zorunlu olduğunu vurgulamıştır.
Son olarak, Van Barosu’nun bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da barış, demokrasi ve kardeşlik hukukunun inşası sürecine katkı sunmaya devam edeceğini ifade etmiştir.