Bölge Barolarından Van’da Kayyım Uygulamasına Ortak Tepki

Bölge Barolarından Van’da Kayyım Uygulamasına Ortak Tepki
  • 30.12.2024 09:14

Bölge Barolarından Van’da Kayyım Uygulamasına Ortak Tepki

Bölge Baroları, Van Barosu’na bir ziyaret gerçekleştirerek baro binasında ortak bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıya Van, Ağrı, Siirt, Muş ve Hakkari Baro Başkanları ile Yönetim Kurulu Üyeleri katıldı.

Basın toplantısının açılış konuşmasını Van Barosu Başkanı Av. Sinan Özaraz yaptı. Konuşmasında, öncelikle katılım sağlayan baro başkanlarına teşekkür ederek toplantıya katılamayıp açıklamaya destek veren diğer bölge barolarına da şükranlarını sundu. Özaraz, Anayasa’nın 67. maddesi ile güvence altına alınan seçme ve seçilme hakkının demokratik toplumun en temel unsuru olduğunu vurguladı.

Daha sonra, Bölge Baroları adına konuşan dönem sözcüsü Muş Baro Başkanı Av. Kadir Karaçelik, ortak basın metnini kamuoyuyla paylaştı.

Basın toplantısının ardından Bölge Baroları, Demokrasi ve Eşitlik Partisi (DEM Parti) Van İl Başkanlığı’nı ziyaret ederek il eş başkanları ve Bahçesaray eş başkanlarıyla bir araya geldi. Görüşmede dayanışma mesajları verildi.

Daha sonra Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanları Neslihan Şedal ve Abdullah Zeydan’ı ziyaret eden Bölge Baro Başkanları, halkın seçme ve seçilme hakkına sahip çıkacaklarını, demokrasi ve hukukun üstünlüğünün sağlanması adına mücadeleye devam edeceklerini ifade ettiler.

Değerli Basın Emekçileri;

Bildiğiniz üzere yıllardır Türkiye’de ve özellikle Kürtlerin yaşadığı illerin Yerel Yönetim seçimlerinden sonra birçok Belediyeye yönelik Kayyım uygulaması gerçekleştirilmektedir. 

Halk iradesinin sandığa yansıdığı hali ile sonuçlanan 31 Mart seçimlerinden hemen sonra Hakkari ile başlayan Esenyurt, Mardin, Batman, Halfeti, Dersim ve Ovacık ile devam eden, en son da VAN BAHÇESARAY'a kayyım atandığı hepimizin malumu. 

Biz Bölge Baroları olarak yıllardan beri ;

Anayasa’nın 67. maddesi ile güvence altına alınan seçme ve seçilme hakkının  demokratik toplumun en temel unsuru olduğunu,  halk iradesinin bir neticesi olan seçilmişlere kayyım atanmasının hiçbir koşulda kabul edilemez olduğunu, temsil makamında bulunan başkanlarla ilgili hukuki bir sorun olsa dahi başvurulacak yöntemin, belediye meclisi üyelerinin kendi arasındaki seçim mekanizması ile bu sorunun giderilmesi olduğunu belirttik. 

Kayyım uygulaması; Türkiye demokrasisine ağır tahribatlar oluşturmaktan, seçmenin inancını örselemekten ve hukuka olan güveni zayıflatmaktan başka bir netice üretmemektedir. 

Bölge Baroları olarak bugün yine Bahçesaray Belediyesi eş başkanlarının seçilme hakkına, Bahçesaray Halkının seçme iradesine sahip çıkma ve Kayyım rejiminin hukuksal ve toplumsal tahribatına dikkat çekmek adına buradayız. Şunu net olarak belirtmek gerekir ki; sahip çıktığımız şey ülkenin demokratik işleyişidir, Anayasal Düzendir, Hukukun Üstünlüğüdür. 

Yine 31 Mart Yerel Seçimleri sonucunda Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı olarak seçilen Sayın Abdullah Zeydan’ın Diyarbakır 5. ACM nin kararıyla 2022 yılında 3 yıl 1 ay 15 gün hapis nın tutuklu kaldığı sürelerden mahsup edilerek infaz edilmesi için yapılan başvuruda Diyarbakır İnfaz Hakimliği’nce tutukluluk sürelerinin mahsubuna karar verilerek, 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasının 20 Aralık 2019 tarihi itibariyle yerine getirilmiş sayılmasına karar verilmiştir. 

Bu karar üzerine Adli Sicil Kanunu’nun 13/A maddesi uyarınca infaz tarihi olan 20 Aralık 2019 üzerinden 3 yıl geçtiği hesaplanarak 21 Mart 2023 tarihinde Diyarbakır 5. ACM ‘ye başvuru yapılarak memnu hakların iadesine karar verilmesi istenmiştir. 

Bu başvuru üzerine Diyarbakır 5. ACM’nin 04/04/2023 tarihli ek kararı ile memnu hakların geri verilmesine karar vermiştir. Bu karar süresi içerisinde Diyarbakır CBS ye tebliğ edilmiştir. Diyarbakır CBS itiraz ve temyiz hakkını kullanmadığından karar 25/04/2023 tarihinde kesinleşmiştir. 

Abdullah Zeydan memnu hakların iadesine ilişkin kesinleşen kararı üzerine Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanlığı için başvuruda bulunmuş ve Van İl Seçim Kurulu adaylığını kesinleştirmiştir. 

Seçimlere iki gün kala 29/03/2024 tarihinde Diyarbakır CBS, Adalet Bakanlığı’ndan gelen bir görüş üzerine Diyarbakır 5. ACM ‘ye başvurarak Abdullah Zeydan hakkındaki memnu hakların iadesine ilişkin 04/04/2023 tarihli ek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Bu talep üzerine aynı gün Diyarbakır 5. ACM 29/03/2024 tarihinde,  04/04/2023 tarihli ek kararının kaldırılmasına dair ek karar vermiş ve bu ek kararı aynı gün saat 16.55 de Adalet bakanlığı Adli Sicil İstatistik Genel Müdürlüğü’ne göndermiştir. 

Yargının, mesainin birimine 5 dakika kala Sn. Abdullah Zeydan hakkında bu dosya üzerinden alelacele işlem yaptığı ve bu işlemlerin tamamının hızlıca yürütüldüğü açıkça ortadadır.  31 Mart 2024 tarihli seçimlerde Abdullah Zeydan, Van halkının %56 sının oyunu alarak Van Büyükşehir Belediyesi eş başkanlığını kazanmıştır. 

Seçimlerden bir gün sonra 1 Nisan 2024 tarihinde Van İl Seçim Kurulu mahkemeden bilgi isteyerek Abdullah Zeydan’ın seçilme yeterliliği olup olmadığına dair araştırma yapmıştır. Daha sonra Van İl Seçim Kurulu 02/04/2024 tarihli Kararı ile Abdullah Zeydan’ın seçilme yeterliliği olmadığını belirterek 2. Sıradaki seçimi kaybetmiş Adalet ve Kalkınma Partisi adayına mazbatanın verilmesine karar vermiştir.

Abdullah Zeydan’ın Van İl Seçim Kurulu’na yaptığı itiraz üzerine Yüksek Seçim Kurulunun 03/04/2024 tarihli kararı ile itiraz kabul edilerek Van İl Seçim Kurulunun kararı kaldırılmış ve mazbatanın Abdullah Zeydan’a verilmesine kesin olarak karar verilmiştir.  Bu arada Diyarbakır 5. ACM’nin memnu hakların iadesinin kaldırılmasına ilişkin seçimden iki gün önce verdiği ek karara karşı Abdullah Zeydan vekilleri temyiz yoluna başvurmuşlardır. Adalet Bakanlığı ise Diyarbakır 5. ACM’nin memnu hakların iadesine dair 04/04/2023 tarihli ek kararının kanun yararına bozulması için Yargıtay’a başvurmuştur. 

Yargıtay 3. Ceza Dairesi kendisine yapılan başvurular sonucunda 03/12/2024 tarihli kanun yararına bozma kararı ile Diyarbakır 5. ACM’nin 04/04/2023 tarihli ek kararı ile 29/03/2024 tarihli bir önceki ek kararı kaldıran ek kararlarının bozulmasına karar vererek dosyanın Diyarbakır 5. ACM ye gönderilerek yeniden bir karar verilmesine karar vermiştir. Yargıtay 3. Ceza Dairesi bu kararında memnu hakların iadesine dair 04/04/2023 tarihli ek kararın 3 yıllık süre geçmediği için bozulmasına, 29/03/2024 tarihli ek kararın ise hukuki değerden yoksun olması nedeniyle bozulmasına karar vermiştir. 

Yargıtay 3. Ceza Dairesi bu kararında; geçmişte benzer nitelikteki birçok kararında değindiği CMK 309/4-c. maddesine atıf yapmamıştır. CMK 309/4-c. maddesi; mahkumiyet hükmü dışındaki hususlara ilişkin ise kanun yararına bozma kararlarının aleyhe sonuç doğurmayacağı açıkça yer almaktadır. Abdullah Zeydan hakkındaki uyuşmazlık, memnu haklarla ilgili olup mahkumiyet ile ilgili bir karar değildir.  Yargıtay 3. Ceza Dairesi, kararında bu durumu belirtmesi gerekirdi. 

Yargıtay 3. Ceza Dairesinin kararında CMK 309/4-c maddesine atıf yapılmayıp aleyhe sonuç doğurmayacağının belirtilmemesi; usule, yasaya, uygulamada birliktelik ve eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmektedir.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi bu konudaki kararını CMK 309/4-a maddesine göre vermiştir. Bu konuda  kullandığı hukuki referans son derece hatalıdır. Abdullah Zeydan ile ilgili uyuşmazlık CMK 309/4-a “ a) 223 üncü maddede tanımlanan ve davanın esasını çözmeyen bir karara ilişkin ise, kararı veren hâkim veya mahkeme, gerekli inceleme ve araştırma sonucunda yeniden karar verir.” düzenlenen halin içerisinde yer almamaktadır. 

Bizler hukuk kurumları olarak sayın Abdullah Zeydan Hakkında yeniden karar verecek olan yargısal makamlara Van’dan bir kez daha sesleniyoruz; sayın Abdullah Zeydan Van Halkının büyük çoğunluğunun teveccühü ile seçilmiş belediye eşbaşkanı olup meşruluğunu halkın iradesinden almaktadır. Hukuki sorununa uygulanacak kanunun lafzı ve ruhu, aleyhine bir sonuç doğurmamasını öngörmektedir. Yeniden verilecek kararın aleyhe sonuç doğurmayacağının vurgulanması kanuni gerekliliktir.  

Seçme ve seçilme gibi Anayasal haklar ile usul kanunun emredici hükümleri gözetilerek karar verilmemesi halinde yargının siyasallaştırılması eleştirileri haklı olarak kaçınılmaz olacaktır. 

Kayyım uygulaması yalnızca bölgesel bir soruna değil, tüm Türkiye’nin demokratikleşmesine ve toplumsal barış umutlarına yönelik bir tehdide de dönüşmüştür. 

Kayyım atamaları, anayasal güvenceleri yok sayarak seçme ve seçilme hakkını ihlal etmekte; demokratik ilkelere ve halkın iradesine açık bir müdahale teşkil etmektedir. Bu hukuksuz uygulamalar,  demokratik çözüm umudunu gölgelemekte ve toplumsal huzuru tehdit etmektedir.

Biz Bölge Baroları olarak; halk iradesini yok sayan, anayasaya aykırı ve antidemokratik olan uygulamalardan derhal vazgeçilerek halkın iradesine saygı duyulması çağrısında bulunuyoruz.